Kadınların Ortak Düşmanı Meme Kanseri
Kadınların Ortak Düşmanı Meme Kanseri
Her zaman tetikte olmamız gereken hastalıklardan birisi de meme kanseri. Meme kanseri kadınlarda görülen en sık kanser türü ve her 8 kadından 1’isi hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanacak. Ve bu sıklık artış trendinde. Nitekim son 20 yılda meme kanseri sıklığı 2.5 kata yakın artış gösterdi. Ancak bu artış trendine karşın, gelişen tıbbi tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde meme kanserinden ölüm oranı azalmakta. Öyle ki, erken tanı koyulduğu takdirde %90’lara varan tedavi başarısı mümkün.
Erken Tanı İçin Ne Yapacağız ?
Kendi kendimizi muayene etmek erken tanının en önemli basamağı. Öncelikle mememizde görsel olarak dikkatimizi çeken asimetri, cilt bozukluğu, ödem, kızarıklık, meme başı akıntısı gibi durumları gözlemleyeceğiz. Memede daha önce olmayan, fark edilen herhangi bir değişiklik anormaldir ve ilgili doktora danışılması gerekir.
Kendimizi muayenenin ikinci adımı elle muayene. Genç yaşlardan itibaren orta üç parmağımız ile memeler ve koltuk altları ayda bir kez muayene edilmeli. Elle muayenenin regl döneminin son günlerinde yapılması daha faydalı. Menopozdaki hanımlar için ayın belirlenen bir gününde yapılması muayenenin unutulmaması için önerilmekte. Henüz gencim ben de kanser olmaz denmemeli çünkü elle muayene ile memede sertlik ve kitlelerin tespit edileceği gibi, memenizi daha iyi tanımak, ilerde oluşabilecek değişiklikleri daha kolay fark edebilmek mümkün olur. Ayrıca 40 yaş eşiğinden sonra meme kanseri sıklığında ciddi bir artış olmasına karşın daha genç yaşlarda da meme kanseri görülmesi muhtemel. Fakat herhangi bir anormallik fark ederseniz, hemen endişelenmeyin çünkü bunların büyük kısmı kanser dışında bir nedene bağlıdır ama ihmal etmemeniz gerektiğini unutmayın.
Son olarak 40 yaşından itibaren senede bir kez mamografi çektirilmeli. Tabi ki mamografi için doktora gitmiş olacağımızdan 40 yaşından sonra yılda bir kez doktora da kontrol olmuş olacağız. Bundan sonraki adımlar sağlık profesyonellerine düşen sorumluluklar. Gerekli görüldüğü takdirde ultrason veya MR ile değerlendirme yapılır. Biz uyarıcı işaretlere karşı uyanık olmalıyız.
Kimlerde Risk Daha Fazla ?
Meme kanseri geçirmiş birinci derece akrabaya (anne, kız çocuk, kız kardeş) sahip olmak, östrojen hormonu kullanmış olmak, hiç çocuk doğurmamış ya da ilk çocuğunu geç yaşlarda doğurmuş olmak ve ileri yaş, geç menopoz , alkol kullanımı en belirgin risk faktörleri. Bunların hiçbirisi olmadan da meme kanseri gelişebileceği gibi sosyoekonomik düzeyin artışıyla yani eğitimli ve varlıklı kadınlarda saydığımız risk faktörlerinin var olmasıyla ilişkili olarak risk artmakta. Şunu da bilelim ki risk bizleri korkutmak için değil bilinçlendirmek adına hesaplanmaktadır.
Meme Kanserinden Korunabilir miyiz ?
Maalesef yüzde yüz meme kanserinden korunmak mümkün değil. Ancak bazı alışkanlıkların riski azalttığı biliniyor. Bunlar; düzenli spor, taze sebze-meyve tüketimi, alkolden, margarin gibi doymuş yağ asidi içeren gıdalardan ve koruyucu içeren gıdalardan kaçınmak. Yani fazla kilolu olmayacağız, hareketli bir yaşam süreceğiz ve bol bol taze sebze meyve tüketeceğiz. Bunları sağlayabilirsek ciddi bir oranda meme kanseri ihtimalini düşürmüş olacağız.
Tedavi
Başta belirttiğimiz gibi erken tanı, tedavi başarısını önemli ölçüde etkilemekte. Meme kanserinin türüne ve yayılımına göre farklı tedavi seçenekleri mümkün. Ama tedavi sürecinin biraz sabır gerektirdiğini de unutmayalım.
